Kırşehir Haber Vakti

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
Okundu
23 Mayıs 2020 - 19:30
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

UNESCO tarafından dünya kültür mirası kapsamında yaşayan insan hazinesi olarak gösterilen Neşet Ertaş abdallık geleneğinin son temsilcilerinden biri. Bu günkü sanatçılara kıyasla para mülke önem vermeyen sanatını düğünlerde icra eden ücretsiz konserler veren bir sanatçı. Konserlerine başlar iken “Ayaklarınızın türabı, gönüllerinizin hizmetçisiyim efendim. Bu kara suratlıyı dinlemek için ne zorluklarla buraya kadar zahmet edip geldiniz.

Bana şeref verdiniz saygılarımı sunuyorum.” diyerek başlarmış konserlerine. Konser sırasında ceketini çıkarmayı seyircilere saygısızlık olarak görür ve izin isteyen son abdal Neşet Ertaş kimdir? Pandemi nedeniyle sokağa çıkma yasağının olduğu bu günlerde sizlere Kırşehir haber vakti portalı olarak Kırşehir’ in efsane ismi halk ozanı Neşet Ertaş’ın hayatını anlatan makaleyi sunuyoruz.

Neşet Ertaş’ın Hayatı;

Abdallık geleneği bilindiği üzere babadan oğla geçiyor. Babası Muharrem 1938 yılında Kırşehir’in Kırtıllar köyünde Neşet Ertaş doğduğu sırada sazını çalmakta yanık sesi ile türkü çığırmakta. Haliyle ilk duyduğu ses babası Muharrem’in yanık sesi olunca Neşet’in abdal olmaması ne mümkündü.

Doğdu köyden İbikli köyüne taşınmışlar Neşet Ertaş İbikli köyünde 12 yaşında iken annesi Döne’yi kaybeder. İbikli köyünden sonra Yozgat’ın Kırıksoklu köyüne taşınırlar. Burada Muharrem Ertaş Arzu ile evlenir. Hayatı boyunca tek etkilendiği insan babası Muharrem olmuştur. Babası Muharrem için “Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız.” dermiş. Babası Muharrem Ertaş ile köylerde düğünlerde türküler söyler ekmek parasını kazanırlarmış. Bir düğünde ise hayatının aşkını görür.

Atasına bu konudan bahseder. Babası Muharrem kızı istemeye gider ama kızın babası çalgıcıya kız vermek istemez. Neşet can yoldaşı olan sazını alarak cebinde son iki buçuk lirası ile Ankara’ya gider. Ankara’da keçi gibi inadı sayesinde bir programda misafir olarak türkü çığırır. Genç Neşet’in sesi çok beğenilir artık önü açıktır. Umutları ile İstanbul’a gitmek ister ama cebine bakınca parası kalmadığını anlar. Otobüs bileti için otogarda çalışanlara saz çalar türkü söyler. 1957 yılında İstanbul’a vardığında Şençalar Plak ile iki albüm doldurur.

Bir albümünü hayatta tek örnek aldığı kişinin şarkısından seçer diğeri ise “Neden Garip Garip Ötersin Bülbül” adlı çalışmasıydı. Neşet Ertaş albümlerden sonra birkaç konsere çıkar sonrada Ankara’da bir gazinoda sanatını icra etmek için Ankara’ya gider. Neşet Ertaş 1962 yılında vatani görevini yapmak için İzmir Nazlıdere’ye gider. Askerden dönünce gazinoda tanıştığı Leyla ile evlenir. Muharrem Ertaş bu evliliğe karşı çıkar ve baba oğul arasına küskünlük girer. Neşet Ertaş ile Leyla çifti yedi(7) yıl evli kalırlar. Bu evlilikten üç çocukları olur. Döne ve Canan olmak üzere iki kız çocuk ve evin tek erkek çocuğu olan Hüseyin vardır artık hayatında. 1970 yıllarında Leyla ile evliliğini sonlandırır.

Sekiz yıl sonra yani 1978’de alkol ve sigarayı aşırı derecede fazla kullanmasından dolayı sol kolundan felç geçirir. Kardeşinin davet etmesi üzerine Almanya’ya gider çocuklarıyla birlikte. Almanya’da tedavi olarak sağlığına ve bağlamasına yeniden kavuşur. Çocuklarının eğitiminden dolayı uzun yıllar yurt özlemi çeker. 2000 yılında Neşet Ertaş İstanbul’da verdiği bir konser ile yurda ayak basar. Süleyman Demirel tarafından devlet sanatçısı unvanı verilmek istenilir. “Bütün sanatçılar bu devletin sanatçısıdır bu unvan bana ayrıcalık gibi geliyor.

Bu zamana kadar devletten tek kuruş almadım sadece TBMM’nin üstün hizmet ödülünü ecdadımız için kabul ettim.”diyen Neşet Ertaş bu teklifi kabul etmemiş. Yaşamının son zamanlarında ileri prostat kanseri ile mücadele ediyordu. 25 Eylül 2012 tarihinde çok sevdiği bağlamasına ve hayata veda etti. Cenazesi Kırşehir Bağlarbaşı Mezarlığında Muharrem Ertaş’ın yanına defnedildi. Kırşehir’de Neşet Ertaş’ın adını verildiği birçok okul, cadde, mahalle ismi vardır. Babası Muharrem Ertaş ile birlikte Kırşehir’de bir heykeli bulunmakta.

Neşet Ertaş’ın Sanat Yaşamı;

İlk albümü olan “Neden Garip Garip Ötersin Bülbül” adlı albümü 1957 yılında çıkardı. Üç(3) yıl aradan sonra 1960’da “Gitme Leyla’m” 19 yıl gibi uzun bir aradan sonra 1979 yılında “Türküler Yolcu” adlı albümü doldurdu. Neşet Ertaş 1980’lerde “Sazlı Oyun Havaları(1985)”, “Türkülerle Yaşayan Efsane Deyişler Bozlaklar Türküleri(1987)”, “Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde(1988)” aynı yıl içerisinde “Kendim Ettim Kendim Buldum” ve “Kibar Kız” adlı albümler, 1989 yıllında “Hapishanelerde Güneş Doğmuyor”, “Sazlı Sözlü Oyun Havaları” adlı eserlerini 80 yıllarda yayınlamış.

90’lı yılların başında “Gel Gayri Gel(1990)”, “Şirin Kırşehir(1992)”, “Kova Kova İndirdiler Yazıya(1993)” adlı eserleri çıkardı. Neşet Ertaş 1995 yılında beş adet albüm çıkardı. Bunlar;”Seçmeler 2”, “Seçmeler 3”, “Seher Vakti”, “Altın Ezgiler 3” ve “Benim Yurdum” adlı albümleri doldurmuş. 90’ların son döneminde ise “Nostalji 1 (1997)”, “Ölmeyen Türküler 2 (1988)”, “Gönül Yarası(1988)” ve son albümü “Ölmeyen Türküler 3(1999)” bizlere sunmuştur.

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.