Kırşehir Haber Vakti yazarlarımızdan, fikir adamı ve Kırşehir’in önde gelen iş insanlarından Zafer Çam, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık hakkında son günlerde ortaya atılan iddialar ve yapılan haberlerle ilgili bir yazı kaleme aldı.
Medyanın belli bir çıkar grubu yada art niyetli insanların eline geçmesi ve bunların tabiri caizse haraç niteliğindeki taleplerinin karşılanmadığı takdirde belli kurumlardaki itibarlı, onurlu insanlara karşı çeşitli iddia, yalan ve dolanlarla toplumda telafisi olmayan yanlış algılara sebebiyet verebileceğini kaleme alan Çam, okuyucuların bu tür menfaatçi sözde gazetecilere prim vermemesi hususunda uyardı.
Konuyla alakalı Menfaatçi belli bir grup sözde gazeteci tarafından dayanaksız, yalan yanlış ve iftira dolu haberlerle Kırşehir’in evladı Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık’ a medya üzerinden bilinçli bir saldırı kampanyası başlatıldığını da köşe yazısına taşıyan Anadolunun cesur kalemi Çam, basın ahlakına, toplumsal vicdana ve hukuka sığmayan aynı zamanda toplumun duyarlılığını ve kalitesini tehdit eden bu mesnetsiz saldırılara karakterli insanların sessiz kalmaması gerektiğine vurgu yaptı.
İşte bölgemizin en çok okunan yazarlarından Zafer Hocanın kaleme aldığı yazının tamamı;
““Çamur At, izi kalsın” Rektör Fatih Kırışık Üzerinden Yürütülen İftiralar.
Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık hakkında son günlerde ortaya atılan iddialar, yalnızca bir akademisyene değil, aynı zamanda basın ahlakına, toplumsal vicdana ve hukuka yapılmış açık bir saldırıdır.
Fatih Kırışık, Kırşehir’in evladıdır.
Ortaokul ve lise yıllarında spor merkezimizde dövüş sporlarıyla uğraşan, üniversite döneminde kitap evlerinde karşılaştığımız, çalışkan ve dürüst bir isimdi.
Bugün ise birkaç çıkarcı, sözde gazeteci tarafından hedef gösteriliyor. Sebebi ne mi?
Rektörlük makamına ve şahsına yapılan saldırılardan ötürü.
Bizzat kendisine sordum:
“Hocam bu işin aslı nedir?”
Yanıtı netti:
“Her yerde olduğu gibi istediklerini yapmayınca, uydurma haberlerle saldırıya geçtiler.”
Evet, sözde gazetecilik yapan bu çevreler, kendilerinin istediklerini yapmayınca herkesin kariyerine, onuruna, özel hayatına saldırmayı alışkanlık haline getirmiş durumda.
Karabük’te basın kisvesi altında organize şantaj ağı oluşmuş vaziyette görünüyor.
Peki, bu iftiraların mal bulmuş Mağribi gibi sarıldığı adreslere bakalım: Oda TV, halk, Sözcü ve benzerleri yayın gurupları.
İçeriğe dikkat:
Efendim, Rektör Kırışık’ın birden fazla yerden maaş aldığı, ev kirasının devlet tarafından ödendiği iddia ediliyor.
Ama hepsi sadece “iddia”…
Belgeli hiçbir şey yok.
Ama algı yaratmakta ustalar.
Yalanı ilk atan kazanır mantığıyla hareket ediyorlar.
Çünkü kamuoyu, yalanın cazibesine, manşetin heyecanına kolayca kapılıyor.
Bu iftira mekanizması, sadece Rektör Fatih Hoca’ya değil, Karabük’te iş yapan, üreten, dürüst kalmaya çalışan herkese yönelmiş durumda.
Bir süredir gazeteci kılığında iki kişi tarafından şantaj ve tehdit yolu ile kendisinden para koparılmaya çalışıldığını ifade eden Karabüklü iş insanı ve Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Adnan Çebi’nin serzenişi..
“Şehirde artık huzur kalmadı.
Tehdit ediyorlar, para istiyorlar.
Vermeyince özel hayatımıza, ticaretimize saldırıyorlar.
İtibarlarımızla oynuyorlar.”
“Karabük’te kirli bir düzen var.
Yargı suskun, emniyet seyirci, siyaset kendi derdinde.
STK’lar ise ortada yok.
Herkes “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” kolaycılığına sığınmış.
Ama bu vebal büyüktür.
Sessiz kalan da, susan da bu iftiraya ortak olur”.
Bir kişiyi karalamak kolay.
Gazetecilik kisvesiyle yalanı manşete taşımak da öyle.
Ama bir insanın itibarını yerle bir etmek, onun ailesine, sevdiklerine, geçmişine ve geleceğine kast etmektir.
Bu toplumda artık şu gerçeği kabul etmeliyiz:
İftira, sadece hedef alınanı değil, susan herkesi kirletir.
Bu oyunu bozmak hepimizin görevidir.
Adaletin, hukukun, dürüstlüğün yanında olan herkes artık susmamalıdır. Çünkü bugün Fatih Kırışık’ı hedef alan bu iftira çetesi, yarın size, bana, hepimize saldıracaktır.
Ve unutmayın:
İftirayı ilk atan kazanıyor olabilir.
Ama hakikat, sonunda mutlaka galip gelir.”